10 Mart 2014 Pazartesi

Gelecekten Duyumlar






Temmuz 2022

Yaşlı adam evlerinin arkasındaki parkta oturmuş gazetesini okuyordu. Yanına üniversitede sınavların yoğunluğundan yorulmuş oğlu geldi oturdu.
-Ne yapıyorsun baba?
-Gazete okuyorum oğlum. Hayırdır yorgun görünüyorsun?
-Biraz yoruldum işte. Baba?
-Efendim oğlum?
-Eskiden ne yapardın? Yani gazete okur muydun yine böyle?
-Evet okurdum ama bilgisayardan okurdum.
-Nasıl yani? Gazete bilgisayarına mı geliyordu?


- Evet. İnternet üzerinden bu gazetenin sayfasına giriyordum oradan okuyordum haberleri.
-İnternet ne baba?
-İnternet bizim gençliğimizde hayli popüler olan bilgisayarlar arası bağlantı şekliydi yavrum. Yani milyonlarca bilgisayarın birbirine bağlanması.
-Vaaay be süpermiş. Başka ne yapardınız bu internette?
-Yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında Facebook diye bir site ile tanıştı ülkemiz. Bu site üzerinden bir profil hazırlıyorduk. İşte kendimiz hakkında bilgiler paylaşıyorduk. Aynı site üzerinde tanıdığımız kişilere arkadaşlık isteği gönderiyor birbirimizin arkadaşlık isteklerini kabul ediyorduk. Sonrada paylaştığımız fotoğrafları, videoları beğeniyor, o paylaşımlar hakkında yorumlar yapıyorduk. Sohbetlerimizi Facebook üzerinden yapıyorduk. İşte neredeyse zamanımızın çoğunu bu sitede geçiriyorduk. 2010 yılından sonra Türkiye’de iyice popüler oldu bu site. İlk günlere nazaran daha fazla bir kullanıcısı olmaya başladı. Hatta bu nedenle site Türkçe desteğini vermeye başladı. Türkçe olunca kullanıcı sayısı daha da bir arttı. Bunun üzerine ülkemiz için ayrılan server sayısını da 4 kat artırmışlardı. Yani güzel bir siteydi işte…
-Eee ne oldu sonra?
- Hani Gezi olaylarından bahsetmiştim ya sana, işte o zamanlar 2013 yılında olan oldu. Facebook olabildiğince popülerliğini artırdı ülkemizde. Siyaset meydanına döndü. Adeta vatan bu siteden kurtarılmaya bile çalışıldı. Paylaşımlar o kadar hızlıydı ki sağır sultan tabiri artık çok komik geliyordu insanlara. Hükümet aleyhine olan milyonlarca paylaşımlar Facebook’ta profilden profile dolaşır oldu. Yani bu sayede kimse yalan söyleyemiyordu, kimse gizli kapaklı iş yapamıyordu. Gezi olaylarının tüm dünya da yankı yapmasının en büyük aracısı da Facebook’tu.
-Evet hayal meyal hatırlıyorum.
-Evet sen daha 10 yaşındaydın o zaman. İşte hükümet aleyhine paylaşımlar artmaya başladı olaylardan sonra. Hatta 2014 yılında yerel seçimler zamanına 2-3 ay kala bir de hükümetin telefon ses kayıtları da peş peşe çıkmaya başlayınca o zamanın başbakanı “Gerekirse Facebook’u ve Youtube’u kapatırız!” diye açıklama yapmıştı. Biz ne bilelim sadece o siteleri değil interneti tamamen kapatacağını?
-Youtube ne baba?
-O site de video paylaşım sitesiydi. Hani dr. Google diye espriler yapardım ya. İşte o Google ‘un bir hizmetiydi. Bu ses kayıtları, hükümet karşıtı klipler, şarkılar, marşlar hep bu siteden yayınlanıyordu.
-Peki bu siteleri nasıl kapattı?
-İnterneti tamamen kapatmadan önce 2013’te bir yasa çıkardılar. İnternet sansür yasası. Bu yasaya göre bir site mahkeme kararı olmadan 4 saat içinde kapatılabilecekti. İşte başbakan o açıklamayı bu yasa çıktıktan sonra yapmıştı. 2014 yazında aniden Facebook ülkemizde engellendi. Türkiye’deki kullanıcılar da Facebook’u kullanmak için çeşitli yollar denemeye başladılar. Sonra Facebook reklam gelirlerinde hızlı düşüş yaşamaya başlayınca ülkemize ayırdığı tüm serverlerı kapattı. Aslında sadece bizim ülkede kapatılmamıştı. Bizden önce Suriye, Afganistan, İran gibi Müslüman ülkeleri tek tek engelledi Facebook’u. Bizden sonra da teker teker bazı avrupa ülkeleri kapatmaya başladı.
-Peki Avrupa ülkelerinin bahanesi neydi?
-Onlar insanlarının güya kitap okumalarını istiyorlarmış, kitap okuma sayısı düşmüş Facebook yüzünden. Peh… Neyse ardından Youtube’u kapattılar. Google zaten ülkemizin fazla vergi istediğini bahane edip duruyordu. İşlerine geldi bir yandan.  Ülkede kimse çok gariptir hiç tepki göstermedi bu durumlara. Bir den suspus olmuştu insanlar. Kimse çıkıp ta protesto etmemişti bu olaya. Yazın bitiminde bir yasa daha geldi. İnternet kullanımı sadece kamu binalarına ve büyük şirketlere yasal olacaktı. Onlarda sadece iş gereği kullanabileceklerdi. Yani anlayacağın 2014 sonbaharında internet bitmişti. Ülkenin sesini hükümet bir nevi kısmıştı. İlerleyen diğer ülkelerin yanında biz tekrar başa dönmeye başlamıştık. Yani cep telefonları çıktığında sadece konuşmak ve mesajlaşmak için kullanırdık. O yıl aynen o başlangıca dönmüştük. Ülke susmuştu. Konuşan haykıran olsa  da kimse kimseden haberdar değildi artık. Ve neden se artık o devrimci gençlik yoktu, sanki internetin kapanması ile devrimde sona ermişti. İşte böyle oğlum internet olmayınca yapacak bir şey yok ya gazete okuyoruz o da ne kadar doğru haber bilmiyorum, ya da kitap okuyorum o günden beri…

Hasan Ertürk


Hiç yorum yok: