Temmuz 2022
Yaşlı adam evlerinin arkasındaki parkta oturmuş gazetesini
okuyordu. Yanına üniversitede sınavların yoğunluğundan yorulmuş oğlu geldi
oturdu.
-Ne yapıyorsun baba?
-Gazete okuyorum oğlum. Hayırdır yorgun görünüyorsun?
-Biraz yoruldum işte. Baba?
-Efendim oğlum?
-Eskiden ne yapardın? Yani gazete okur muydun yine böyle?
-Evet okurdum ama bilgisayardan okurdum.
- Evet. İnternet üzerinden bu gazetenin sayfasına giriyordum
oradan okuyordum haberleri.
-İnternet ne baba?
-İnternet bizim gençliğimizde hayli popüler olan bilgisayarlar
arası bağlantı şekliydi yavrum. Yani milyonlarca bilgisayarın birbirine
bağlanması.
-Vaaay be süpermiş. Başka ne yapardınız bu internette?
-Yanlış hatırlamıyorsam 2007 yılında Facebook diye bir site
ile tanıştı ülkemiz. Bu site üzerinden bir profil hazırlıyorduk. İşte kendimiz
hakkında bilgiler paylaşıyorduk. Aynı site üzerinde tanıdığımız kişilere
arkadaşlık isteği gönderiyor birbirimizin arkadaşlık isteklerini kabul
ediyorduk. Sonrada paylaştığımız fotoğrafları, videoları beğeniyor, o paylaşımlar
hakkında yorumlar yapıyorduk. Sohbetlerimizi Facebook üzerinden yapıyorduk.
İşte neredeyse zamanımızın çoğunu bu sitede geçiriyorduk. 2010 yılından sonra
Türkiye’de iyice popüler oldu bu site. İlk günlere nazaran daha fazla bir
kullanıcısı olmaya başladı. Hatta bu nedenle site Türkçe desteğini vermeye
başladı. Türkçe olunca kullanıcı sayısı daha da bir arttı. Bunun üzerine ülkemiz
için ayrılan server sayısını da 4 kat artırmışlardı. Yani güzel bir siteydi
işte…
-Eee ne oldu sonra?
- Hani Gezi olaylarından bahsetmiştim ya sana, işte o
zamanlar 2013 yılında olan oldu. Facebook olabildiğince popülerliğini artırdı
ülkemizde. Siyaset meydanına döndü. Adeta vatan bu siteden kurtarılmaya bile
çalışıldı. Paylaşımlar o kadar hızlıydı ki sağır sultan tabiri artık çok komik
geliyordu insanlara. Hükümet aleyhine olan milyonlarca paylaşımlar Facebook’ta profilden
profile dolaşır oldu. Yani bu sayede kimse yalan söyleyemiyordu, kimse gizli
kapaklı iş yapamıyordu. Gezi olaylarının tüm dünya da yankı yapmasının en büyük
aracısı da Facebook’tu.
-Evet hayal meyal hatırlıyorum.
-Evet sen daha 10 yaşındaydın o zaman. İşte hükümet aleyhine
paylaşımlar artmaya başladı olaylardan sonra. Hatta 2014 yılında yerel seçimler
zamanına 2-3 ay kala bir de hükümetin telefon ses kayıtları da peş peşe çıkmaya
başlayınca o zamanın başbakanı “Gerekirse Facebook’u ve Youtube’u kapatırız!”
diye açıklama yapmıştı. Biz ne bilelim sadece o siteleri değil interneti
tamamen kapatacağını?
-Youtube ne baba?
-O site de video paylaşım sitesiydi. Hani dr. Google diye espriler
yapardım ya. İşte o Google ‘un bir hizmetiydi. Bu ses kayıtları, hükümet
karşıtı klipler, şarkılar, marşlar hep bu siteden yayınlanıyordu.
-Peki bu siteleri nasıl kapattı?
-İnterneti tamamen kapatmadan önce 2013’te bir yasa çıkardılar.
İnternet sansür yasası. Bu yasaya göre bir site mahkeme kararı olmadan 4 saat
içinde kapatılabilecekti. İşte başbakan o açıklamayı bu yasa çıktıktan sonra
yapmıştı. 2014 yazında aniden Facebook ülkemizde engellendi. Türkiye’deki
kullanıcılar da Facebook’u kullanmak için çeşitli yollar denemeye başladılar.
Sonra Facebook reklam gelirlerinde hızlı düşüş yaşamaya başlayınca ülkemize
ayırdığı tüm serverlerı kapattı. Aslında sadece bizim ülkede kapatılmamıştı.
Bizden önce Suriye, Afganistan, İran gibi Müslüman ülkeleri tek tek engelledi Facebook’u.
Bizden sonra da teker teker bazı avrupa ülkeleri kapatmaya başladı.
-Peki Avrupa ülkelerinin bahanesi neydi?
-Onlar insanlarının güya kitap okumalarını istiyorlarmış,
kitap okuma sayısı düşmüş Facebook yüzünden. Peh… Neyse ardından Youtube’u kapattılar.
Google zaten ülkemizin fazla vergi istediğini bahane edip duruyordu. İşlerine
geldi bir yandan. Ülkede kimse çok
gariptir hiç tepki göstermedi bu durumlara. Bir den suspus olmuştu insanlar.
Kimse çıkıp ta protesto etmemişti bu olaya. Yazın bitiminde bir yasa daha
geldi. İnternet kullanımı sadece kamu binalarına ve büyük şirketlere yasal
olacaktı. Onlarda sadece iş gereği kullanabileceklerdi. Yani anlayacağın 2014
sonbaharında internet bitmişti. Ülkenin sesini hükümet bir nevi kısmıştı. İlerleyen
diğer ülkelerin yanında biz tekrar başa dönmeye başlamıştık. Yani cep
telefonları çıktığında sadece konuşmak ve mesajlaşmak için kullanırdık. O yıl
aynen o başlangıca dönmüştük. Ülke susmuştu. Konuşan haykıran olsa da kimse kimseden haberdar değildi artık. Ve
neden se artık o devrimci gençlik yoktu, sanki internetin kapanması ile
devrimde sona ermişti. İşte böyle oğlum internet olmayınca yapacak bir şey yok
ya gazete okuyoruz o da ne kadar doğru haber bilmiyorum, ya da kitap okuyorum o
günden beri…
Hasan Ertürk
Hasan Ertürk
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder