Bu sorumuza en iyi cevabı verebilmek için öncelikle "Ne çekeceğim?" sorusunu tekrar dile getirmekte fayda var. Bir ürünü alma isteği ihtiyaç duymaktan kaynaklanır. Kimse pahalı bir ürünü "Alayım da bir kenarda dursun sonra işe yarar, belki kullanırım." diye almaz. Günümüzde gerek telefon gerekse compack makineler her bireyin çantasında bulundurduğu vazgiçelmezlerden olmuştur. Fakat Dslr türü bir makine her daim yanımızda taşıyabileceğimiz bir fotoğraf makinesi türünden değildir. Çünkü boyut ve ağırlık (sadece body minimum 550 g) bakımından buna müsade etmez. Dslr makine alırken muhakkak yanında bir de onu taşımak ve muhafaza edebilmek için özel bir çantaya ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun yanında bazı çekim tekniklerinde özellike gerekli olan tripodta bu teçhizatların yanında olması gereken vazgeçilmezlerden olacaktır.( Lensleri ve ağırlıklarını hiç söylemeye gerek yok sanırım.) İşte bu nedenle Dslr türü bir makineye ne kadar ihtiyaç duyuyoruz?
Fotoğraf çekimlerine yeni başlayacak bir birey için giriş seviyesi bir makinenin yeterli olacağından bahsetmiştim.
Giriş Seviyesi Makine Ne Demektir?
![]() |
Bu fotoğraf www.bascek.com' dan alınmıştır. |
Adından da anlaşılacağı gibi yeni başlayanlar için özel üretilmiş makinelerdir. Yani gerek menüsü, gerekse donanım olarak yeni başlayan bir bireye yol gösterici, kullanımı kolay makinelerdir. Giriş seviyesi bir Dslr makinede çekim modlarından tutun menüye hepsi daha basite indirgenerek kullanıcıya kolaylık sağlanmıştır. Özellikle bu tip makinelerde çekim modu tekerleği daha ayrıntıya kaçılmıştır. Yani yandaki fotoğrafta göreceğiniz gibi her çekim tekniği için hazır ayarları barındıran bölümler bu tekerlekte yer alır. Profesyonel makinelerde bu daha aza indirgenmiştir. Giriş seviyesi Dslr demek kötü fotoğraf çekeceği anlamına gelmez ki bu yanlış bir bilgidir. Zaten günümüz teknolojisinde kötü fotoğraf çeken makine yoktur.
İşte bu nedenlerle yeni başlayanlar için giriş seviyesi Dslr makine tavsiye ediyorum.
Dslr Fotoğraf Makinelerinde Marka Önemli mi?

"Canon mu Nikon mu?" Dslr makine almaya karar veren kişinin aklını karıştıran ilk sorudur.
Başlangıca gidelim. Her iki marka da dünyanın önde gelen markaları olduğunu biliyoruz. Bu iki markayı duymayan var mı? Yoktur her halde?. Her iki marka da Japon malıdır. Japon malı demek kaliteli mi demektir? Tabiki de tartışılır. Şuna dikkat çekmek istiyorum Japonya'nın kalite olgusunun yaklaşık sadece 70- 75 yıllık bir geçmişi vardır. Bu süre zarfında elbette ki Japonya'da teknoloji açısında adını duyurmuş ve beyinlerimize kazıtmıştır. Hem Canon hem de Nikon ilk önceleri askeri lensler üretmek ile başlamışlar. Sonraki tarihlerde ülkede askeri üretim yapmanın yasaklanması üzerine iki marka da çeşitli alanlarda üretim yapmaya başlamak zorunda kalmışlar. Canon'un tarihi daha eskidir. Hatta ilk Dslr makine Canon tarafından üretilmiştir. Ha bu Nikon'dan daha üstün olduğu anlamına gelmiyor. Yalnız Canon'u her alanda görebiliyoruz. Bu artı bir özellik mi eksi bir özellik mi tartışılır. İki markada bu konuda zirveyi paylaşmak zorunda kalıyorlar. Canon sayesinde Dslr makine fiyatları geçtiğimiz yıllarla birlikte 1000 tl ve hatta daha aşağılara çekilmiştir. Çünkü model fazlalılığı akabinde ikinci el fazlalığını da getirmiştir. Bu sayede her kesime ulaşma şansı bulmuştur. Nikon'da aynı seviye de kendini geliştirmiş özellikle full frame makinelere yönelmiştir. Giriş seviyesi makineleri daha sonraları üretmesi ve fiyatlarının pahalı olması Canon'a göre daha kaliteli görünmesine neden olmuştur. Fakat yanlış bir bilgidir. Sağlamlık ve kalite açısından her iki marka da eşit sayılır. Nikon ve Canon arasındaki karşılaştırma kullanıcılar arasında da çatışmalara neden olmuştur. Bu da bir markanın en çok istediği şeydir. Neden mi? Çünkü markayı, kendisi yerine reklamını kullanıcı yapıyor demektir. Burada anlatmak istedğim markaya değil ihtiyaca uygun modele odaklanmak gerekir. Bu en doğru tercih olacaktır sizin için. Her iki marka da artık ihtiyaca, keseye ve kitleye uygun modeller üretmektedir. Her iki markanın da giriş seviyesi model yelpazesi oldukça geniştir. Kimine Nikon'un makyajı, kimine de Canon'un makyajı hoş gelir, buna karışamayız tabiki de. Bu arada sadece bu iki markaya takılmamak lazım, bunların yanında Pentax, Olympus, Samsung, Sony, Panasonic gibi markalar da Dslr makine üretmektedir.
Lens (Objektif) Alırken Nelere Dikkat Edilmeli?
Her çekim modu için ayrı bir lens ihtiyaç duyulduğundan ilk başlayanlar için bu seçim biraz karışık gelebiliyor. İşte bu yüzde bazı dikkat edilmesi gereken kriterler var. Nedir bu kriterler onlardan kısaca bahsetmek istiyorum. Öncelikle ne çekmek istiyoruz ve buna uygun lens hangisidir ona bakalım. Lensler odak uzunluklarına göre çeşitlere ayrılıyor:
Aşağıdaki liste www.bascek.com 'dan alınmıştır.

Lensin üzerinde 1:1.8 yazar. Burada baştaki 1 rakamı insan gözünü temsil eder. sonra gelen 1.8 sayısı ise lensin diyaframının minimum kısılma oranını belirler, aradaki bölü işareti ise lensin insan gözüne olan yakınlık derecesini anlatır. Yani f/1.8 diyaframa ait bir lens insan gözüne 1.8 oranında yakındır. İşte lens fiyatını etkileyen faktörlerden biri de bu diyafram aralığıdır. Yani diyrafram aralığı insan gözüne oranı yaklaştıkça fiyat daha da artıyor. Tabi sadece bu faktörlerden bir tanesi.
Fazla uzatıp kafanızı karıştırmadan;
Bir lens alırken
1. Ne çekeceğinizi iyi bilmek
2.Odak uzaklığına
3.Af (Otomatik Odaklama /Auto Focus özeliği olup olmadığına)
4.Titreşim Engelleme özelliğine
Markalara göre Titreşim özelliği kısaltması:
5.Malzeme kalitesine dikkat edilmesi gerekiyor.
Kısaca porte için sabit odaklı standart (Makro lenslerle de keskin protre fotoğrafları çekilebiliyor) lensleri, manzarı için geniş,ultra geniş ve ya balık gözü lensleri, kuş, spor vb fotoğraf çekimleri için ise tele lensleri tavsiye ederim. giriş seviyesi için lensler hakkında bu kadar bilgi kafidir. Daha ayrıntılı olarak yukarıda verdiğim linkten bilgi alabilirsiniz.
Diğer Teçhizatları Alırken:
Diğer teçhizatlar derken akla gelen çanta, tripod, tepe flaşı, hafıza kartı vb.
Çanta alırken ileri yönelik çanta tercih edebilirsiniz. İleride lens ailenizi genişletme ihtimaliniz varsa büyük sırt çantları en idealidir. Bunu için benim önerim Lovepro marka çantalardır. Her modele uygun, her ebatta çantası var bu markanın. Çok kaliteli malzemeden üretiliyor. Ben hep bu markayı tercih etmişimdir.
Tripod alırken dikkat edilmesi gereken en önemli husus ise makinenizin ağırlığını taşıyıp taşıyamayacağıdır. alırken muhakkak taşıma kapesitesine bakınınız. Tripodlarda da özellik ve sağlamlıklarına göre fiyat artıyor. Son zomanlarda makro çekim için tam yatabilen tripodlar tercih edilmekte. tripod için en iyi markalardan biri Manfrotto'dur.
Tepe flaşı makinenin dahili flaşına göre kat kat daha kaliteli bir ışık kaynağıdır. Çoğu ortamlarda, ışığın yetersiz olduğu yerlerde dahili flaş yeterli olmayacaktır. Bu durumlarda tepe flaşında ihtiyaç duyar kullanıcı. Bunlarda özelliklerine göre fiyatlandırılmıştır. Bana göre en iyi markalar Canon, Nikon, Metz marka flaşlardır.
Hafıza kartı ise makineden makineye değişmekte. Bazı makineler SD kart kullanırken, bazı makineler ise CF kart kullanmakta. SD kartı hepimiz biliyoruz ama çoğu kişi CF karta yabancıdır. CF yani Compact Flash kart Sd kartlara göre yazma hızı çok yüksektir. Hafıza kartı alırken dikkat edilecek husus yazma ve okuma hızlarını yüksek olmasıdır. Çünkü günümüz Dslr makinelerde video çekme özelliği de olduğundan bu hızlara ihtiyaç duyulacaktır. Aynı zamanda yüksek hızlı seri çekimlerde de kartın yazma hızına ihtiyacınız olacaktır.
UV filtre lenslerin vazgeçilmezidir. Güneşten gelen ultraviyole ışınları süzerek fotoğrafa yansımasını önlemek amacı ile lensin önüne takılır. Aynı zamanda bu filtre lense toz yapışmasını ve her hangi bir darbeye karşı lensin zarar gelmesini önler. Tabi bu filtrelerin ucuzunu alırlasanız fotoğraf kalitesinden ödün vermiş olursunuz. Kaliteli bir UV filtre ise kaliteye kötü yönde etki etmeyecektir.
Şimdilik bu kadar bilgi yeterli sanırım. Zaten makineyi ve diğer ekipmanları aldıktan sonra merak devreye girecektir. Ardından araştıma yapmaya ve ihtiyaçlarınızı belirlemeye başlayacaksınız ister istemez...
Işığınız bol olsun canlar...
Sağlıcakla kalın...
Hasan ERTÜRK Photography
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder